İSTANBUL SURLARI VE SUR KAPILARI GECE YÜRÜYÜŞÜ
- Limit :32
- Kalan :0
- Gerekli Kredi :Paylaşım Usulu
Etkinlik No | 4077 | |
Etkinlik Türü | Hiking | |
Etkinlik Tarihi | 9.08.2025 Cumartesi | |
Etkinlik Yeri | İSTANBUL / FATİH / GALATA ve KARAKÖY | |
Etkinlik Süresi | GÜNÜBİRLİK | |
Etkinlik Sorumlusu | TANER ERDEM | |
2.Etkinlik Sorumlu | MüLKİYE OKYAY |
Üyelik | Resmi üyeler | ||
Lisans | Gerekli Değil | ||
Son Katılım Tarihi | 8.08.2025 Cuma | ||
Puan Sınırı | Sınırlama yok | ||
Zorluk Seviyesi | 5 | Orta Üstü |
Yapılacak etkinlikler için ANA SAYFA'ya tıklayın
Detaylar
SEVGİLİ DOSTLAR
ORMAN YASAKLARI BİZİ ŞEHİRDE YÜRÜMEYE YÖNELTTİ
GECENİN SERİNLİĞİNDE BİRAZ DA PERFORMANS SERGİLEYELİM
Byzantion'dan Nova Roma'ya, Konstantinopolis'ten Konstantiniyye'ye, Tarihin Başkenti İstanbul…
İSTANBUL'UN TARİHİ SURLARI VE SUR KAPILARI
Ligos adlı küçük köy varken bugünkü Sarayburnunda, tarih boyunca surlar inşa edilmiş ve genişletilmiş. Roma imparatorları Konstantin ve Theodosius döneminde en büyük inşaa gelişimi yaşanmış.
Zaman içerisinde ihtiyaç olup, kapılar ve burçlar eklenmiş, yeri geldiğinde deniz tarafına da duvarlar örülmüş.
İstanbul surlarının toplam uzunluğu yaklaşık 22 – 23 kilometredir. Kara tarafında 8 km, Haliç tarafında 6 km ve deniz tarafında 9 km civarındadır. İstanbul’un simgelerinden biri olan bu surların hali, maalesef hak ettiğinden çok kötü durumdadır.
İstanbul surlarının klasik ortaçağ surlarından en büyük farkı, aynı zamanda estetik kaygılarla inşa edilmiş olmasıdır. Roma askeri ve şehir mühendisliğinin muazzam bir işbirliği örneğidir.
“Konstantinopolis surları, çok övünülen Çin Seddi’nden daha çok işe yaramıştır.”
Surların yapımında; Malta adasından getirilen özel kum, belli bir ısıda pişirilmiş tuğla, sağlam kaya parçaları ve yumurta akı kullanıldığı biliniyor. Surları gezerken büyük taşlara baktığınızda, birtakım işaretler görebilirsiniz: Haç, yıldız, çiçek motifleri ve hatta yazılar… Tarihçiler, bu simgelerden yola çıkarak, surların yapımında kullanılan bazı taş bloklarının, başka yapılardan sökülerek burada kullanıldıkları şeklinde yorumlamaktadırlar.
İstanbul Kara Surları
İstanbul’un kara surlarının geçmişi, Megaralılardan önce burada var olan Ligos köyüne aitti. Hakkında kesin bilgiler yoktur ama bugünkü Topkapı Sarayı’ndan daha küçük olduğu tahmin edilmektedir. Daha Sonra Kral Byzas surları biraz daha genişletmiş ve nispeten güçlendirmiştir. Tabi bunlar bugünkü surlardan çok daha küçük ve zayıftı
İstanbul Surlarının Yapısı
Daha sonra Roma adına İstanbul’u fetheden Septimus Severus, surları Çemberlitaş hizasına kadar çekerek şehri genişletti. Şehri Başkent yapan Büyük Konstantin ise surları (4.yy) daha da geriye çekti: Yaklaşık olarak Yavuz Sultan Selim tepesine hizasına… Nihayet 5.yy’da İmparator 2.Theodosius surları bugünkü sınırlarına getirdi. Yüzyıllarca birçok saldırıya direnen surların “Theodosius Surları” olarak anılmasının nedeni de budur.
Kara surları, tüm yapı içerisindeki en sağlam ve en güçlü kısımdı. Burası, öndeki 1 sıra küçük ve arkada 1 sıra büyük olmak üzere 2 sıra sur katmanından oluşuyordu. İlk sur yapısının önünde derin ve geniş hendekler vardı. Kara surlarının bu denli karmaşık yapılmasının nedeni, yüzyıllar boyunca saldırıların en çok buradan gelmiş olmasıdır. O nedenli müdafiler açısından buranın savunması çok daha önemliydi.
Kara tarafındaki surların uzunluğu 5.600 metre idi.Ön surlar ortalama 8 buçuk metre yüksekliğe ve 2 metreye yaklaşan kalınlığa sahipti. Arka surlar ise 14 metre yüksekliğe ve 5 metrelik kalınlığa sahipti. Yukarıda bahsettiğim hendeklerin 20 metre genişliğe ve yer yer 5 ile 8 metre arasında derinliğe sahip olduğu tespit edilmiş. Her 60 metrede bir kuleler inşa edildiği biliniyor. Bu kulelerin, surlardan ortalama 2,5m – 3m daha yüksek oldukları biliniyor. Dışa doğru da 5 metreyi bulan taşkınlıklar vardı.
Tabi yüzyıllar içerisinde sürekli onarılan, değişen, yıkılan ve yer değiştiren surların hemen her yerde aynı yükseklik ve kalınlığa sahip olması beklenmemelidir
Kara surları Roma döneminde ilk olarak 5.yy’da onarılmıştır. İkinci büyük onarım çalışması ise 8.yy’da yapılmıştır. Çünkü 7.yy’da yapılan Arap akınları esnasında surlar oldukça zarar görmüştü. Hemen ardından 9.yy’da ve pek tabi 1204 Latin İstilası’ndan sonra da onarımlar yapıldı. Zira Katolik İmparatorluğu zamanında İstanbul’un her yeri gibi surları da oldukça bakımsız ve ilgisiz kamıştı.
Son büyük iyileştirme çalışmaları da genç Sultan 2.Mehmet’in şehri fethinden hemen önce yapılmıştı.
Haliç Surları
Haliç surları da 2.Theodosius döneminde inşa edildi. O devirde 6.200 metre olan surlardan bugün maalesef pek bir şey kalmamıştır. Zira burası fetihten sonraki yıllarda yerleşim yeri, ticaret merkezi ve sandalların yapıldığı (bu bilgiden çok emin değilim) bir alan olarak kullanıldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun son deminde ise Haliç’in bu yakası, fabrikaların ve atölyelerin kurulduğu bir mekan olmuştu.
Kara Surlarından daha alçak olan Haliç surlarında, ok atmak için özel bölümler vardı. Haliç’e çekilen meşhur zincire de güvenen Romalılar, burayı tek sıra sur ile kapatmıştı.
Marmara Surları
Deniz surları da denilen Marmara surları, anlayabildiğim kadarıyla daha sonra inşa edilmiş. Buradan bir saldırının gelmesine pek ihtimal verilmediği anlaşılıyor. Marmara Denizi’nin kuvvetli akıntıları ve bu gölgede esen güçlü rüzgarlar düşman donanmalarına oldukça güçlük çıkarıyormuş. Bilindiği kadarıyla Arap donanmaları burada sırf doğa olayları nedeniyle etkisiz kalmış. Yani bir mukavemet göstermeye bile gerek kalmamış.
Yanılmıyorsan Kartaca’nın düşmesinden sonra artık denizlerden de ciddi tehditlerin gelebileceği kavrandı ve buradaki yığma taşlar gerçek manada bir sura dönüştürüldü. Muhtemelen yaptıran da yine Büyük Konstantin idi. Marmara surlarının 8.200 metrelik güzergahında yer yer iç limanlar yer alıyordu.
İstanbul Sur Kapıları
İstanbul sur kapılarının sayısı hakkında birçok kaynakta farklı görüşler vardır.Bunun sebebi, yüzyıllar boyunca sürekli olarak bazı kapıların örülüp, yerlerine yenilerinin açılmış olmasıdır. Dolayısıyla bu konuda ciddi bir bilgi kirliliği var.
Buna karşın kapıların hangi dönemde nasıl kullanıldığı biliniyor. Konstantinopolis’in başkent olduğu günden, Roma’nın yok olduğu güne kadar İstanbul’un sur kapıları geceleri kapatılıp, gündüzleri açılmış. Fatih Sultan Mehmet Han’ın fethinden sonra ise buna pek gerek görülmedi. Zaten İstanbul’un çevresi tamamen Osmanlı toprağı idi. Dolayısıyla bir güvenlik sorunu yoktu. Hatta bazı tarihçiler surların çok sonraları onarıldığını yazarken, bazı kaynaklarda hiç onarılmadığı yönünde iddialar da okudum. Zannediyorum bu pek ihtimal dahilinde değil.
İstanbul Surları ve Hendekleri
Bilindiği kadarıyla Sultan 2.Mehmet, bizzat kendisinin belirlediği 27 kapıyı olduğu gibi tutarken, geri kalanlarını kapattırıyor. Yukarıda belirttiğim gibi kapıların sayısı konusunda muhtelif bilgiler vardır. Ben bu nedenle, bu konuda ciddi araştırmalar yapmış olan Haldun Hürel’in rakamlarını paylaşmak istiyorum sizlerle: Kara surlarında (Yedikule – Ayvansaray arasında) 12 adet, Haliç surlarında (Ayvansaray – Sarayburnu arasında) 16 adet ve Deniz surlarında (Marmara tarafında) 9 adet kapı olduğunu tespit etmiş.Topkapı Sarayı surlarında toplam 13 kapı bulunmaktaymış.
İstanbul Kara Surları Kapıları
İstanbul kara surlarının öne çıkan bazı kapıları şunlardır:
- Altın Kapı (Aura Porta)
- Yedikule Kapısı (Pentapirgi)
- Belgrat Kapı (Ksilokerhos)
- Silivrikapı (Pege)
- Mevlenakapı (Region)
- Yenikapı
- Topkapı (Romanos)
- Sulukule Kapısı (Aya Kiriaki)
- Edirnekapı
- Eğrikapı (Kaligaria)
- Aya Kalinkos (artık yok)
- Cirkoporta (artık yok)
İstanbul Haliç Surları Kapıları
İstanbul Haliç surlarındaki kapıların çoğu yok olmuş, kalanları da pek olmasa da isimleri şöyle
- Balat Kapısı
- Fener Kapısı
- Kayalık Kapı (Petrion)
- Eski ve Yeni Aya Kapıları
- Cibali Kapı
- Unkapanı Kapısı
- Odun Kapısı
- Zindan Kapı
İstanbul Marmara Surları Kapıları
İstanbul Marmara surlarının kapıları da maalesef pek ayakta kalabilmiş değil. Adları aşağıdaki gibidir:
- Değirmen Kapı
- Lazaros Kapısı
- Saray Kapısı (Palatium Magnum)
- Çatladıkapı
- Langa Kapı (Vlanga)
- Emilianos Kapısı
- Samatya Kapı (Psamatia)
- Narlı Kapı (Yannis)
PROGRAM ŞÖYLE
8 Ağustos cuma gece 23:00 da Sirkeci Marmaray önünde toplanıyoruz.
Parkuru sahilden saat yönünde yürüyüp Yedikule den Topkapı - Edirnekapı-Ayvansaray ı geçip Haliç sahilinden devam ederek başladığımız noktada bitireceğiz.
Yürüyüş mesafesi:22-24 km
Başlangıç 08/08/2025 saat 23:30
Bitiş 09/08/2025 saat 07:00 ( tahmini )
Bu parkur ilk kez doğa yürüyüşü yapacak kişiler için zorlayıcı olacaktır.
Etkinlik bitiminde istersek birlikte kahvaltı yapabiliriz.
Ulaşım :
--Kendi imkanlarımızla Eminönü Yenicaminin arkasındaki parkta buluşacağız.
Alışveriş
Su ihtiyaçlarımızı önceden tedarik etmemiz faydalı olur.
Hazırlık:
Günlük rahat kıyafet, şort tişört ve spor ayakkabı tercih edilebilir.
Tedbiren bir el feneri ya da kafa feneri bulundurmak faydalı olacaktır.
Her zamanki gibi atıştırmalıklarımız ile mola verip gece kahvaltısı yapacağız
Etkinliğimiz kulübümüzün resmi üyelerine özel ve ücretsizdir. Kayıtlı olanlar dışında katılımcı kabul edilmeyecektir.
Etkinlik Sorumlusu: Taner Erdem 0 532 488 25 95
Etkinliklerimizde Tek Kullanımlık Plastik Bulundurmuyoruz, Kullanmıyoruz. Lütfen Suyunuzu mataralarda getirin.
Etkinlik Zorluk Seviyesi : 5 - Orta Üstü
- Kondisyon :İyi kondisyon gerektirir
- Arazi :İrtifa değişimi fazladır.
- Parkur :Mecbur kalınmadıkça yola çıkılmaz, arazide ve patikada yürünürr
- Mesafe :10-20 Km arasında değişir.
- Kimler Katılabilir :Daha önce yürüyüş tecrübesi olan ve yürüyüş malzemeleri eksiksiz olanlar katılabilir.
* Bu döküman Türkiye Dağcılık Federasyonu standartları baz alınarak hazırlanmıştır.
Ferdi Kaza Sigortası Yaptırılması Katılımcının İnsiyatifindedir.
Sportif etkinliklerimiz T.C.İstanbul Valiliği İl Spor Müdürlüğü ve
Spor federasyonlarımız tarafından onaylanan yıllık faaliyet planımız çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.
İstanbul Doğa TÜRSAB üyesidir.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı A Sınıfı Seyahat Acentası
Belge No : 17364
Duraklar
Durak Bilgisi Paylaşılmamış.
Gerekli Malzemeler
Doğa Yürüyüşü İçin Önerdiğimiz Malzemeler :
Küçük sırt çantası: Yürüyüş sırasında yedek giysi, yağmurluk, krem, fotoğraf makinesi , atıştırmalıklar gibi sık kullanacağınız malzemelerinizi koyacağınız 20-30lt kapasiteli, bir sırt çantası.
Çantada Bulunması Gerekenler: Temel İlkyardım Malzemeleri, düdük, kafa feneri, mevsime göre yedek kıyafet, yeteri kadar aperatif yiyecek.
Ayakkabı: Etkinlik bir doğa yürüşü içeriyor ise mutlaka bileği saran yürüyüş botu kullanmalısınız. Etkinlik bir tültürel gezi ise rahat bir ayakkabı seçebilirsiniz.
Tozluk: Doğa yürüyüşü etkinliklerinde turlarda tozluk bulundurabilirsiniz. Bileğinizden dizinize kadar kapatır ve botunuza taş, toprak, çamur, kar girmesini engeller. Ayrıca olası çamurlu bir parkurda kıyafetiniz temiz kalır.
Yağmurluk: Yağmur ihtimali olan zamanlarda su geçirmez mont/ceket veya panço kullanabilirsiniz. Panço sırt çantanız dahil sizi baştan diz altına kadar yağmurdan korur.
Baton: Doğa yürüyüşü etkinliklerinde tercih edebilirsiniz. Özellikle yokuşlarda çok faydalıdır. Ayak ve dizlere binen yükü çift baton kullanımda neredeyse %25'e kadar azaltır.
Baş: Mevsime göre, bere, buff, şapka kullanılabilir.
Üst: Hava Şartlarına göre en üst katman için mont yada yağmurluk veya polar tercih edilebilir. Alt katman için termal çabuk kuruyan tshortlar kullanılmalıdır. Kesinlikle pamuklu kıyafet kullanılmamalıdır.
Alt: Sentetik kumaşlı rahat pantolonları tercih edilmelidir. Bu tür kumaş ıslansa bile çok çabuk kurur ve ısıyı muhafaza eder. Pantolonların kargo tipi bol cepli olmasında fayda var. Mevsime göre kısa pantolonla da yürüyebilirsiniz. Doğa sporlarında kot pantolon kullanılmaz.
Matara: En az 1 lt’lik su kabı. Termos kullanılabilir. Ağırlık dikkate alınmmalıdır.
İlkyardım: Rehberlerimizde ilkyardım malzemeleri olmasına rağmen sizde küçük bir ilkyardım çantası bulundurabilirsiniz.
Deniz-Göl: Eğer katıldığınız etkinlikte deniz, şelale, göl veya doğal termal havuz varsa yanınızda mayo/şort ve ince havlu bulundurmanızı öneririz.
Kişisel: Kişisel bakım malzemelerinizi unutmayın. Etkinliğe göre Diş fırçası, macunu, koruyucu kremler, parfüm, hijyen ürünleri gibi. Bunlar dışında şarj cihazlarınızı unutmayın.
Doğa Yürüyüşleri Bir Sportif Faaliyettir.
Sportif Faaliyetler için günlük kıyafetler uygun değildir.